31 Temmuz 2008 Perşembe

Zamanı Var

Zamanı Var

Sabret gönül bu havanın
Açmasının zamanı var.
Başımızda esen yelin
Geçmesinin zamanı var.

Havaya atılan taşın,
Yere inmesini düşün
Yuva da çırpının kuşun
Uçmasının zamanı var.

Hikmetî dert etme yükü
Bir bir daha eder iki
Tomurcuk güllerin koku
Saçmasının zamanı var.

Gönlüm Karalar Bağladı-2004 Syf:48

Hikmetî Elitaş

Var İnsanda

Var İnsanda

Yaradılış gayesini,
Hele bak ta gör insanda.
Yaradan'ın tüm kudreti
Gizlenmiş bir sır insanda.

Muhabbete söz eylemiş
Görsün diye göz eylemiş
Akıl, fikir bahşeylemiş
HakTealâ her insanda.

Var oluşun hakkın vermek
Daim doğruları görmek
Ömrü hak yolda geçirmek
Elbette ki, kâr insanda.

Şu alende dirliktir o
Düşüncede birliktir o
En şerefli varlıktır o
Kusur bulmak zor insanda.

Hikmetî ' nin sezmediği
Tıbbın, fenin çözmediği
Kitapların yazmadığı
Nice sırlar var insanda.

Hikmet Elitaş

30 Temmuz 2008 Çarşamba

ZÜLEYHA

ZÜLEYHA

Deli rüzgar gördün ise haber ver
Züleyhayı anlat bana bu akşam
Yüreğimde onulmaz bir sızı var
Züleyhayı anlat bana bu akşam.

Senelerdir sokağına varmadım
Aylar oldu hiç rüyamda görmedim
Çekindim de kimselere sormadım
Züleyhayı anlat bana bu akşam.

Kovaladıksıra yıllar yılları
Savurdu ömrümü sevda yelleri
Perişan mı zülüfleri, telleri
Züleyhayı anlat bana bu akşam.

Anlat bana şu canımı vereyim
Çile çemberinde gönül sarayım
Belki dayanamaz ama yüreğim
Züleyhayı anlat bana bu akşam.

Oda benim gibi bakar mı yola
Bakıp gözyaşını döker mi yola
Burnumda tütüyor, kokusu halâ
Züleyhayı anlat bana bu akşam.

Alsan gelsen karadağın karını
Söndüremez bu sevdanın korunu
Kim doldurur züleyhanın yerini
Züleyhayı anlat bana bu akşam.

Hikmet ELİTAŞ

B u S e n e

B u S e n e

Şu Anadolu'yu seyrana çıktım
Âşıklardan himmet aldım bu sene
Ağıtlar söyledim, türküler yaktım
Sazımı gönlümce çaldım bu sene.

Yunus dergahından yollara düştüm
Karac'oğlan ile Barçın'ı geçtim
Toroslardan Gavur Dağı'na uçtum
Yiğit Dadaloğlun buldum bu sene.

Varıp Ferrahi'ye erişem dedim
Zülali ile de görüşem dedim
Sakarya nehrine karışam dedim
Bir büyük ummana daldım bu sene.

Al'İzzet Sivas'ın gülü yaprağı
Veysel'in derdine çare toprağı
Sarı otlar örmüş, kara toprağı
El atıp bir tutam yoldum bu sene.

Ol Hacı Bektaşta dergaha girdim
Ehl-i piran ile divana durdum
Seyrani çilesin sırtıma sardım
Alana satmağa geldim bi sene.

Emrah'taki aşkı söyle kim bilmez
Palandöken öyle kolay geçilmez
Dumanı açılsa, sisi açılmaz
Narman'da kırk gece kaldım bu sene.

Sümmani destandır burda dillere
Reyhani göç etmiş, gurbet ellere
'Erzurumlu Gelin' bakar yollara
Tezek yakışından bildim bu sene.

Bayburt'tan Çıldır'a yürüdüm yaya
Şenlik Baba'ya da varayım diye
Misafirim Kars'ta bir garip köye
Göle'de yatsıyı kıldım bu sene.

Köroğlu'nun dağlar aştığı yerde
Köpüklü sulardan içtiği yerde
Rahmani'nin şehit düştüğü yerde
Öfkemi dağlara saldım bu sene.

Hikmetî ' yim döndüm yakıla yana
Destandır Fezai dünden bu güne
Konya'dan bir nefes gel dedi bana
Mevlana'da harman oldum bu sene.

Gönlüm Karalar Bağladı (2005) Syf:59-61
NOT: Bu şiir Konya Aşıklar Bayramında Yılın 7 şiiri ödülünü aldı.1999 Hikmetî Elitaş

Çağrı

Çağrı
Kürdü, Türkü, çerkez, lazı,
Dilimiz bir, biz kardeşiz.
Aynı kökten geliyoruz,
Dalımız bir, biz kardeşiz.

Özbekistan, Türkmenistan
Azerbaycan, Kırgızistan
Rehberimiz yüce Kur'an
Yolumuz bir, biz kardeşiz.

Hikmetî ' yim dinsin ağrı
Bu çağrım birliğe çağrı
Taşalım Turan'a doğru
Selimiz bir, biz kardeşiz.

Hikmetî -Hikmet ELİTAŞ

Bir Sevdanın Destanı

Bir Sevdanın Destanı

Baş koyduk biz bu yola, bağlandık bu sevdaya,
Bu sevdada yer yoktur; ne kine, ne kavgaya,
Bu sevda hayat verir, hem toprağa hem suya,

Tohum düşsün toprağa, koku saçsın çiçekler,
Sevdamıza şahittir, şahittir yerler gökler.

Binyetmişbir yılıydı, mubarek cuma günü,
Zafer bizi beklerdi, kırmıştık her düğümü,
Bu kutlu bir gelişti, alperenler düğünü,

Yazdığımız tarihler gücümüze güç ekler,
Sevdamıza şahittir, şahittir yerler gökler.

Söğüt'te bir çadırda, bir devletin temeli
Ve cihana yayılır, Türk'ün gücü kuvveti
Yunus'ça gönül bizde, bizde Yavuz heybeti,

Namerde kılıç çalar, bükülmez bu bilekler,
Sevdamıza şahittir, şahittir yerler gökler.

Bir ordu ki; denizden, dağlardan uçar geçer,
Bir ordu ki; geçerken, hoşgörü saçar geçer,
Bir yiğit ki; yirmilik, çağ kapayıp, çağ açar,

Tarihlere yön veren, bir milletiz biz Türkler
Sevdamıza şahittir, şahittir yerler gökler.

Bu toprağa kan verdik, ona paha biçilmez,
Eller hak'ka açılır, gayrısına açılmaz,
Biz de serden geçilir, Çanakkale geçilmez,

Yeter ki imân ile dolu olsun yürekler,
Sevdamıza şahittir, şahittir yerler gökler.

Bu imânla aleme adaleti biz ördük,
Bu aşk ile cihana, nizam verdik, yön verdik
Gaza meydanlarında, bir öldük, bin dirildik

Vurulup ta düşeni kucaklarda melekler,
Sevdamıza şahittir, şahittir yerler gökler.

Cihan yansa Türk yılmaz, boyun eğmez namerde,
Hilaller bayrak bayrak, açılır direklerde,
Dilimizde tekbirler, Hakk aşkı yüreklerde,

Yürüyelim yiğitler, gelecek bizi bekler,
Sevdamıza şahittir, şahittir yerler gökler.

Hikmetî der milletim kalkıp doğrula gayri,
Kendimize gelelim, bırakalım bu seyri...
Bayraklaşan sevdamız müjdeliyor zaferi,

Mevlâyadır dualar, kabul olur dilekler,
Sevdamıza şahitir, şahittir yerler gökler.

Hikmetî Elitaş

Bakışların

Bakışların

Aklım fikrim ermedi, gözlerinin hırsına
Ağustosta Göksuyu dondurdu bakışların
Yer yerinden oynadı, dünyam döndü tesine
Gökkubbeyi başıma, indirdi bakışların.

Müjdelerken gözlerin bana ölüm emrini
Kim demiş ki sürmüşüm, şu dünyanın demini
İnan hiç yaşamadım, kırk senelik ömrümü
Yolu en başına, döndürdü bakışların.

O gün bu gün gözlerin koştu geldi peşimden
Böyle zulüm görmedim, evdeşimden eşimden
Fikrim firar eyledi, aklım gitti başımdan
Zihnimi karıştırıp, kandırdı bakışların.

Fırtılalar içine saldın, savurdun beni
Ben yıkılmam sanmıştım, yıktın devirdin beni
Izdırap kazanında yaktın kavurdun beni
Cehennem ateşine, yandırdı bakışların.

Bir gün olsun etmedin, Hikmetî ' ye merhamet
Lütfeyle ey sevgili, sen seni bende seyret
Bir çift bakışın ile, koptu kızıl kıyamet
Karadağı sırtıma, bindirdi bakışların.

Hikmetî Elitaş